09-07-2022, 06:32 PM
Antik Babil kralı Hammurabi, hâkimiyeti altındaki tüm topraklarda etkili olan, kendi adıyla anılan yazılı bir kanunname yaratmıştı.
MÖ 1792 dolaylarında Babil tahtına oturan Amorit kral Hammurabi, yalnızca hırslı bir savaşçı değil aynı zamanda Sümer, Akkad ve hakimiyeti altına aldığı diğer toprakların geleneklerini yücelten zeki bir hükümdardı. Düşmanlarına karşı acımasız olabiliyor, kendisine karşı koyan şehirleri yerle bir edebiliyordu. Ancak, tüm tebası için geçerli bir kanunlar oluşturarak imparatorluğu boyunca birlik ve istikrar sağmayı da ihmal etmiyordu.
(Asurbanipal Kimdi?)
Yaklaşık iki buçuk metre uzunluğundaki bazalt stel üzerinde görüldüğü üzere güneş tanrısı Şamaş tarafında kutsanan Hammurabi’nin oluşturduğu kanunlar ülke dışında işlenen suçlar kadar ülke içindeki çekişmeleri de kontrol altına alıyordu. Hammurabi’nin kendi beyanına göre bu kanunların amacı “halkın üzerine güneş gibi doğacak ve imparatorluğu aydınlatacak” adaleti sağlamaktı.
Hammurabi Kanunları’nın yazılı olduğu yaklaşık iki buçuk metre uzunluğundaki bu stelde Hammurabi’nin güneş tanrısı Şamaş tarafından kutsandığı görülüyor.
Hammurabi Kanunları kısmen Sümer kanunlarına dayanıyordu, ancak halktan kimselerce işlenmiş, yaralama gibi bazı suçlar için, Sümer kanunlarından farklı olarak, idam veya kötürüm etme gibi daha sert cezalar öngörülüyordu. Tıpkı antik İsrailliler gibi Amoritler de başkalarına zarar verenler için “göze göz, dişe diş” ilkesini uyguluyordu.
(Gılgamış, Dünyanın İlk Süper Kahramanı)
Kanun, hiç şüphesiz, varlıklı ve rütbe sahibi olanlara ayrıcalık sağlıyordu. Böylesi kimseler halktan birini yaraladığında yalnızca belirli bir miktar ödeyerek aklanabiliyordu. Kanun ayrıca erkekleri de kayırıyordu. Erkeğin işlediği zina suçu cezasız kalırken, kadının sadakatsizliği onu ölüme götürüyordu.
Böylesi adaletsizliklere rağmen Hammurabi tarafından uygulamaya konulan kanunlar, kadınlara, halktan kimselere ve kölelere de bazı haklar tanıyordu. Örneğin, kocaları tarafından istismara uğrayan kadınlar boşanma davası açabiliyor ve tüm sanıklar, yalancı şahitlik edenler için ölüm cezası öngören bir kanun sayesinde yalan yere beyanda bulunmaktan çekiniyordu. Kanunları yazılı hale getirmek hâkimleri gelişigüzel hüküm vermekten alıkoyuyor; evrensel ve kalıcı bir adalet fikrini sağlamlaştırıyordu. Hammurabi Kanunları kişinin kendi intikamını kendi almasına izin vermiyordu; yalnızca bu bile sivil toplumun asayişine büyük bir katkı sağlıyordu.
Tabii bu durum Hammurabi ve diğer antik hükümdarlar için geçerli değildi. Kral veya imparatorları, ittifak kurduklarında ve ebedi dostluk sözü verdiklerinde bile birbirlerine saldırmaktan alıkoyan kurallar yoktu. Örneğin, Hammurabi Fırat Nehri’nin batısında gelişmiş bir kentin hâkimi olan uzun vadeli müttefiki Mari kralına dahi düşman olmuştu. Hammurabi rakibinin sarayını, Şamaş tapınağıyla beraber yerle bir etmişti. Tüm bunları yaparken, mabede saygısızlık edenleri boğazı kesilerek öldürülmek, neslini ise yok olmakla lanetleyen yazıtı göz ardı etmişti.
Savaş yüzünden bölünüp ayrılmış Mezopotamya’da bu tür lanetler sıklıkla gerçekleşiyordu. Hammurabi’nin hükümdarlığı devrilmeden önce yalnızca birkaç nesil devam etti, ancak kanunları hayati ve ebedi bir örnek oluşturdu öyle ki Napolyon Bonapart’tan beri pek çok hükümdar farklı gelenek ve adalet algısına sahip insanlardan oluşan tebalarını tek noktada birleştirmek ve onları adalet konusunda ipleri ele almaktan alıkoymak için kendi kanunlarını oluşturdu.
Babil uygarlığına ait olan Hammurabi Kanunları geçmişten günümüze kadar hala tarihi önemini korumaya devam ediyor. Antik dönemden gelen bu kanunlar, özellikleri ve taşıdığı etki ile beraber oldukça önemli bir yere sahip.
Hammurabi Kanunları Nelerdir?
Hammurabi Kanunları aynı zamanda kısasa kısas olarak ifade edilmektedir. Özellikle tarihi kanunları ile geçen ünlü Babil kralı Hammurabi şeklinde de ifade edilmektedir. M.Ö. 1760 yılları dönemlerinde çıkan hamurabi kanunları, tarihin en iyi şekilde korunmuş ve en eski yazılı kanunları içerisinde yer alıyor. Hammurabi kendisine bu kanunları Tanrı Şamaş’ın yazdırdığını dile getirmiştir. Bu sebepten koyduğu tüm yasalar Tanrı yasaları olarak ifade edilmekteydi. Böylesi yönü üzerinden de oldukça etkili ve güçlü bir yanı olduğunu söylemek mümkün.
Hammurabi Kanunları Özellikleri Nedir?
Hammurabi kanunlarının belli başlı bazı özellikleri bulunmaktadır. Aynı zamanda bu özellikler kanunların temelini oluşturan yapılar olarak öne çıkıyor.
- ‘Dişe diş göze göz’ şeklinde suçu işleyen kişiye aynı etkide ceza verilmekteydi.
- Hem zamanın ihtiyaçlarını karşılayan hem de eski örf ve adetleri ile gelenekleri taşıyan bir kanundu.
- 282 maddeden oluşmaktadır.
- Oldukça katı kuralları vardır.
- Taşın üzerine Akadça yazılmıştır.
- Tarihteki ilk yazılı anayasadır.
- Kanunlar 2,25 metrelik uzun ve siyah bir taşın üzerine yazılmıştır
Bu şekilde daha birçok farklı özelliği ile beraber Hammurabi Kanunları arkeolojik açıdan tarihinin en önemli yapılar içerisinde yer alıyor. Günümüzde ise hala Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilendiğini söylemek mümkün.
Hammurabi Kanunları Hangi Uygarlığa Ait?
Hammurabi Kanunları kapsamında en çok merak edilen konulardan biri hangi uygarlığa ait olduğudur. Bu bağlamda Hammurabi Kanunlarının Babil uygarlığına ait olduğunu söylemek mümkün. Kendi ismini alan Babil Kralı tarafından hazırlanmış ve Tanrı Şamaş’ın kanunları olarak da ifade etmiştir. Böylece M.Ö. 1760 yıllarında başlaması ile beraber çok uzun yıllar etkisini kaybetmemiş ve uygulanmış en önemli yazılı kanunlar içerisinde geliyor.
Diğer yandan ilk anayasa olma özelliği ile önemli bir yere sahip olduğunu dile getirmek mümkün. Aynı zamanda bu kanunlar ile beraber Babil uygarlığı döneminde birçok farklı suçun önemli oranda azaldığı da ifade ediliyor. Zira Hammurabi Kanunları ceza olarak oldukça katı bir yapıya sahipti.
Hammurabi Maddeleri
Oldukça geniş bir yapıya sahip olan ve katı bir etkisi bulunan Hammurabi Kanunları belli başlı bazı maddelerden oluşmaktadır.
- Eğer bir hırsız duvarı delerek eve girmiş ise, o deliğin önünde ölümle cezalandırılır ve gömülür.
- Bir kişinin evi yanarken başka bir kişi o evin malına göz dikerse, aynı şekilde yakılarak öldürülür.
- Eğer bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse, ona çeyizini geri verir ve tarlası, bahçesi ve malının bir kısmını da kullanması için verir.
- Evli bir adamın karısı çocuklarını bakması için başka bir kadın alırsa ve adam bir kadın daha isterse o adam ikinci karısını alamaz.
- Bir adam bir kişinin özgürlüğünü kısıtlayacak bir harekette bulunur ise cezalandırılır.
- 1 kişi eğer hırsızlık yaparsa eli kesilir ve tecavüz ederse öldürülür.
- Babasını döven evladın iki eli kesilir.
- Birisini suçlayan mutlaka bunu ispatlamalıdır. Eğer ispatlayamaz ise ölüm cezası ile çarptırılır.
Bu şekilde Hammurabi Kanunları daha birçok farklı madde üzerinden öne çıkıyor.
Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları, MÖ 1760 yılı civarında Mezopotamya'nın Babil ülkesinde ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı yasalarından biridir. Bu dönemden önce toplanan yasa koleksiyonları arasında Ur kralı Ur-Nammu'nun yasa kitabı (MÖ 2050), Eşnunna yasa kitabı (MÖ 1930), ve İsin'li Lipit-İştar'ın yasa kitabı (MÖ 1870) yer alır.
Babil kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştır. Hammurabi, kendisine bu yasaları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla yasalar da tanrı sözü sayılıyordu.
Arkeolog Jean Vincent Scheil'in 1901'de Susa, Elam'da bulduğu (bugünkü Huzistan, İran) ve Fransa'ya taşıdığı Hammurabi Kanunlarının yazılı olduğu stel, Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan yasalar tam 282 maddedir, ancak bu maddelerin 33'ü (madde 66-99) şu anda okunamayacak durumdadır.
MÖ 1792 dolaylarında Babil tahtına oturan Amorit kral Hammurabi, yalnızca hırslı bir savaşçı değil aynı zamanda Sümer, Akkad ve hakimiyeti altına aldığı diğer toprakların geleneklerini yücelten zeki bir hükümdardı. Düşmanlarına karşı acımasız olabiliyor, kendisine karşı koyan şehirleri yerle bir edebiliyordu. Ancak, tüm tebası için geçerli bir kanunlar oluşturarak imparatorluğu boyunca birlik ve istikrar sağmayı da ihmal etmiyordu.
(Asurbanipal Kimdi?)
Yaklaşık iki buçuk metre uzunluğundaki bazalt stel üzerinde görüldüğü üzere güneş tanrısı Şamaş tarafında kutsanan Hammurabi’nin oluşturduğu kanunlar ülke dışında işlenen suçlar kadar ülke içindeki çekişmeleri de kontrol altına alıyordu. Hammurabi’nin kendi beyanına göre bu kanunların amacı “halkın üzerine güneş gibi doğacak ve imparatorluğu aydınlatacak” adaleti sağlamaktı.
Hammurabi Kanunları’nın yazılı olduğu yaklaşık iki buçuk metre uzunluğundaki bu stelde Hammurabi’nin güneş tanrısı Şamaş tarafından kutsandığı görülüyor.
Hammurabi Kanunları kısmen Sümer kanunlarına dayanıyordu, ancak halktan kimselerce işlenmiş, yaralama gibi bazı suçlar için, Sümer kanunlarından farklı olarak, idam veya kötürüm etme gibi daha sert cezalar öngörülüyordu. Tıpkı antik İsrailliler gibi Amoritler de başkalarına zarar verenler için “göze göz, dişe diş” ilkesini uyguluyordu.
(Gılgamış, Dünyanın İlk Süper Kahramanı)
Kanun, hiç şüphesiz, varlıklı ve rütbe sahibi olanlara ayrıcalık sağlıyordu. Böylesi kimseler halktan birini yaraladığında yalnızca belirli bir miktar ödeyerek aklanabiliyordu. Kanun ayrıca erkekleri de kayırıyordu. Erkeğin işlediği zina suçu cezasız kalırken, kadının sadakatsizliği onu ölüme götürüyordu.
Böylesi adaletsizliklere rağmen Hammurabi tarafından uygulamaya konulan kanunlar, kadınlara, halktan kimselere ve kölelere de bazı haklar tanıyordu. Örneğin, kocaları tarafından istismara uğrayan kadınlar boşanma davası açabiliyor ve tüm sanıklar, yalancı şahitlik edenler için ölüm cezası öngören bir kanun sayesinde yalan yere beyanda bulunmaktan çekiniyordu. Kanunları yazılı hale getirmek hâkimleri gelişigüzel hüküm vermekten alıkoyuyor; evrensel ve kalıcı bir adalet fikrini sağlamlaştırıyordu. Hammurabi Kanunları kişinin kendi intikamını kendi almasına izin vermiyordu; yalnızca bu bile sivil toplumun asayişine büyük bir katkı sağlıyordu.
Tabii bu durum Hammurabi ve diğer antik hükümdarlar için geçerli değildi. Kral veya imparatorları, ittifak kurduklarında ve ebedi dostluk sözü verdiklerinde bile birbirlerine saldırmaktan alıkoyan kurallar yoktu. Örneğin, Hammurabi Fırat Nehri’nin batısında gelişmiş bir kentin hâkimi olan uzun vadeli müttefiki Mari kralına dahi düşman olmuştu. Hammurabi rakibinin sarayını, Şamaş tapınağıyla beraber yerle bir etmişti. Tüm bunları yaparken, mabede saygısızlık edenleri boğazı kesilerek öldürülmek, neslini ise yok olmakla lanetleyen yazıtı göz ardı etmişti.
Savaş yüzünden bölünüp ayrılmış Mezopotamya’da bu tür lanetler sıklıkla gerçekleşiyordu. Hammurabi’nin hükümdarlığı devrilmeden önce yalnızca birkaç nesil devam etti, ancak kanunları hayati ve ebedi bir örnek oluşturdu öyle ki Napolyon Bonapart’tan beri pek çok hükümdar farklı gelenek ve adalet algısına sahip insanlardan oluşan tebalarını tek noktada birleştirmek ve onları adalet konusunda ipleri ele almaktan alıkoymak için kendi kanunlarını oluşturdu.
Babil uygarlığına ait olan Hammurabi Kanunları geçmişten günümüze kadar hala tarihi önemini korumaya devam ediyor. Antik dönemden gelen bu kanunlar, özellikleri ve taşıdığı etki ile beraber oldukça önemli bir yere sahip.
Hammurabi Kanunları Nelerdir?
Hammurabi Kanunları aynı zamanda kısasa kısas olarak ifade edilmektedir. Özellikle tarihi kanunları ile geçen ünlü Babil kralı Hammurabi şeklinde de ifade edilmektedir. M.Ö. 1760 yılları dönemlerinde çıkan hamurabi kanunları, tarihin en iyi şekilde korunmuş ve en eski yazılı kanunları içerisinde yer alıyor. Hammurabi kendisine bu kanunları Tanrı Şamaş’ın yazdırdığını dile getirmiştir. Bu sebepten koyduğu tüm yasalar Tanrı yasaları olarak ifade edilmekteydi. Böylesi yönü üzerinden de oldukça etkili ve güçlü bir yanı olduğunu söylemek mümkün.
Hammurabi Kanunları Özellikleri Nedir?
Hammurabi kanunlarının belli başlı bazı özellikleri bulunmaktadır. Aynı zamanda bu özellikler kanunların temelini oluşturan yapılar olarak öne çıkıyor.
- ‘Dişe diş göze göz’ şeklinde suçu işleyen kişiye aynı etkide ceza verilmekteydi.
- Hem zamanın ihtiyaçlarını karşılayan hem de eski örf ve adetleri ile gelenekleri taşıyan bir kanundu.
- 282 maddeden oluşmaktadır.
- Oldukça katı kuralları vardır.
- Taşın üzerine Akadça yazılmıştır.
- Tarihteki ilk yazılı anayasadır.
- Kanunlar 2,25 metrelik uzun ve siyah bir taşın üzerine yazılmıştır
Bu şekilde daha birçok farklı özelliği ile beraber Hammurabi Kanunları arkeolojik açıdan tarihinin en önemli yapılar içerisinde yer alıyor. Günümüzde ise hala Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilendiğini söylemek mümkün.
Hammurabi Kanunları Hangi Uygarlığa Ait?
Hammurabi Kanunları kapsamında en çok merak edilen konulardan biri hangi uygarlığa ait olduğudur. Bu bağlamda Hammurabi Kanunlarının Babil uygarlığına ait olduğunu söylemek mümkün. Kendi ismini alan Babil Kralı tarafından hazırlanmış ve Tanrı Şamaş’ın kanunları olarak da ifade etmiştir. Böylece M.Ö. 1760 yıllarında başlaması ile beraber çok uzun yıllar etkisini kaybetmemiş ve uygulanmış en önemli yazılı kanunlar içerisinde geliyor.
Diğer yandan ilk anayasa olma özelliği ile önemli bir yere sahip olduğunu dile getirmek mümkün. Aynı zamanda bu kanunlar ile beraber Babil uygarlığı döneminde birçok farklı suçun önemli oranda azaldığı da ifade ediliyor. Zira Hammurabi Kanunları ceza olarak oldukça katı bir yapıya sahipti.
Hammurabi Maddeleri
Oldukça geniş bir yapıya sahip olan ve katı bir etkisi bulunan Hammurabi Kanunları belli başlı bazı maddelerden oluşmaktadır.
- Eğer bir hırsız duvarı delerek eve girmiş ise, o deliğin önünde ölümle cezalandırılır ve gömülür.
- Bir kişinin evi yanarken başka bir kişi o evin malına göz dikerse, aynı şekilde yakılarak öldürülür.
- Eğer bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse, ona çeyizini geri verir ve tarlası, bahçesi ve malının bir kısmını da kullanması için verir.
- Evli bir adamın karısı çocuklarını bakması için başka bir kadın alırsa ve adam bir kadın daha isterse o adam ikinci karısını alamaz.
- Bir adam bir kişinin özgürlüğünü kısıtlayacak bir harekette bulunur ise cezalandırılır.
- 1 kişi eğer hırsızlık yaparsa eli kesilir ve tecavüz ederse öldürülür.
- Babasını döven evladın iki eli kesilir.
- Birisini suçlayan mutlaka bunu ispatlamalıdır. Eğer ispatlayamaz ise ölüm cezası ile çarptırılır.
Bu şekilde Hammurabi Kanunları daha birçok farklı madde üzerinden öne çıkıyor.
Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları, MÖ 1760 yılı civarında Mezopotamya'nın Babil ülkesinde ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı yasalarından biridir. Bu dönemden önce toplanan yasa koleksiyonları arasında Ur kralı Ur-Nammu'nun yasa kitabı (MÖ 2050), Eşnunna yasa kitabı (MÖ 1930), ve İsin'li Lipit-İştar'ın yasa kitabı (MÖ 1870) yer alır.
Babil kralı Hammurabi'nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Babil'in koruyucu tanrısı Marduk adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştır. Hammurabi, kendisine bu yasaları yazdıranın güneş tanrısı Şamaş'ın olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla yasalar da tanrı sözü sayılıyordu.
Arkeolog Jean Vincent Scheil'in 1901'de Susa, Elam'da bulduğu (bugünkü Huzistan, İran) ve Fransa'ya taşıdığı Hammurabi Kanunlarının yazılı olduğu stel, Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan yasalar tam 282 maddedir, ancak bu maddelerin 33'ü (madde 66-99) şu anda okunamayacak durumdadır.